RE-RE-RE-RE-RE-RE-RE-RELOCALIZATION
Artist As a Flâneur, Ragpicker, Storyteller
A ragpicker collects, categorizes and eliminates found objects in order to take them to recycling centers as it is by mentioned Walter Benjamin. Also, artist categorizes and eliminates the objects, events or memories, found from different places and times, to use later. The artist, as a Storyteller, remeaning the objects, life or ideas, from different places and times, like senteces from different books.
A ragpicker-artist’s aim is recycle of life when s/he recycles so it is iteration of a moment in memory through any artistic form. The recycling, which artist’s aim, is recycling of life; so, iteration of any moment by any artistic form. It is reproducing the experienced during the artwork exists. It is expansion of the moment from now to past and to future. Taking pieces from different time and places wrap and shrink the current time and place. Now, moments, which had been lived, are a vital collage in the their new places and times.
Actually, this is an ascription of life as submodular level.
RE-RELOCALIZATION
During the process of the Project I have spent one year in eight countries and seventeen cities. Throughout my travels, I had acted like a Flâneur by walking in the crowd feeling at home, and I tried to collect all objects and memories like a Ragpicker by eliminating and categorizing. At the end, I transferred all my memories and objects to the exhibition as a collage of my experiences.
During this one year period, I had localized every houses where I have stayed in; the first my shoes, then my coat, baggage, toothbrush etc. Not only I located to the houses but also to city; streets, cafes, restaurants etc. And finally, when I moved from house/city, I located there “as an eternal Memory”.
After moving from there, I relocated another house/city, then another, and again, and again…
Seçkin Aydın
Diyarbakır, Oct 2012
RE-RE-RE-RE-RE-RE-RE-RELOCALIZATION
Flanör, Paçavracı ve Hikaye Anlatıcısı Olarak
Sanatçı
Walter Benjamin’in sözünü ettiği,
Paçavracı, bulduğu nesneleri seçip, sınıflandırır ve geri dönüşüm merkezlerine
götürmek üzere biriktirir. Sanatçı da farklı zaman ve mekânlarda bulduğu
nesneleri, olayları veya anıları seçip, sınıflandırıp daha sonra kullanmak
üzere biriktirir.
Paçavracı sanatçının amaçladığı geri
dönüşüm ise yaşamın geri dönüşümüdür; yani yaşanmış bir anın zihinlerde, herhangi
bir sanat formu aracılığıyla tekrarlanmasıdır. Yaşanmışlığın, eserin var olduğu
sürece kendini tekrar tekrar üretmesidir. An’ın geçmişe ve geleceğe
genişlemesidir. Hayatın farklı anlarından toplanarak bir araya getirilen
parçalarla, şimdiki zamanda ve mekanda bir daralma, bükülme gerçekleştirilmektedir.
Yaşanmış anlar, gerçek zaman ve mekanlarından
alınarak yeni yerlerinde yaşamsal bir kolaj oluşturmaktadır.
Hikâye Anlatıcısı olarak sanatçı ise, toplanıp bir
araya getirilmiş yaşantı, nesne veya düşünce parçalarının birbirleri ile
girdikleri ilişki sonucunda yeniden anlamlandırır, tıpkı, farklı kitaplardan
alınan cümlelerin, bir paragrafta buluşarak yeni bir anlam kazanması gibi.
Bu, aslında, alt parçacıklar halinde hayata yapılan
atıflardır.
Tekrar Tekrar Yerleşmek.
Bu projenin hazırlık süresince, son bir yılımı geçirdiğim, sekiz
ülkenin on yedi şehrinde, bir Flanör gibi
kalabalıkların içinde kendimi evimde hissederek yürüdüm, bir Paçavracı gibi yaşadıklarıma dair her şeyi toplamaya
çalıştım; önce işime yarayacakları ve taşıyabileceklerimi seçtim, sonra onları
sınıflandırdım ve biriktirdim. En sonunda da biriktirdiklerimi/deneyimlerimi,
tıpkı bir Hikaye Anlatıcısı gibi
yaşadıklarımın bir kolajı olarak bu sergiyle aktardım.
Bu bir yıllık süre zarfında kaldığım
her eve yerleştim; önce ayakkabılarım, sonra paltom, çantam, diş fırçam vs.
Sadece eve yerleşmedim aynı zamanda kente de; sokaklarına, caddelerine,
kafelerine, restoranlarına. Ve en sonunda evden/kentten ayrılınca da oraya
“sonsuza dek kalacak bir Anı” olarak
yerleştim.
Oradan ayrıldıktan sonra
başka bir yere yeniden yerleştim, daha sonra başka bir yere daha, sonra yine,
sonra yine…
Seçkin Aydın
Diyarbakır, 10 Ekim 2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder